Fener Kalamış Cad. Belvü Apt. No: 75
K: 1 D:2 Kadıköy / İstanbul / Türkiye
Yol Tarifi Alın!                     

Arkaplan: İnsanlar üzerinde yapılan pek çok çalışma, gebelik sırasında olumsuz faktörlere maruz kalmanın hem kısa hem de uzun vadeli etkileri olabileceğini göstermiştir. Bu çalışma, deprem sırasında strese maruz kalan gebe kadınların artık ergenlik çağında olan çocuklarının ruh sağlığı üzerindeki etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır.  
Yöntem: Örneklem, araştırmanın yapıldığı tarihte 17 yaşında olan 407 ergen ve 17 Ağustos 1999’da Türkiye’de yaşanan depremde gebe olan annelerinden oluşmaktadır. Annelerin ruh sağlığı Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ), Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ) ve Travmatik Stres Belirti Ölçeği (TSBÖ) kullanılarak değerlendirilmiştir. Gebelikte depreme maruz kaldıktan sonra annenin ruhsal durumunun değerlendirilmesi, kendisinin bildirimine dayalı depresyon, anksiyete ve travma ölçekleri kullanılarak geriye dönük olarak yapılmıştır. Annelerden depremi takip eden hafta içinde ruhsal durumlarını temel alarak BDÖ ve BAÖ ölçeklerini doldurmaları istenirken, TSBÖ için depremi takip eden 6 ay için durumlarını en iyi anlatan ifadeleri seçmeleri istenmiştir. Ergenlerin mevcut depresyon, anksiyete ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) belirtileri BDÖ, BAÖ ve Wender-Utah Derecelendirme Ölçeği kullanılarak değerlendirilmiştir. Stresli olayların mevcut ruhsal durumlarına ve perinatal stresin uzun vadeli etkilerine payı göz önünde bulundurularak Travmatik Yaşantılar Listesi (TYL) de uygulanmıştır. Ergenlerde depresyon, anksiyete ve DEHB’in mevcudiyeti, annenin ruhsal durumu ile ilintisi ve depresyon, anksiyete, ve DEHB’e dair öngörü veren faktörler analiz edilmiştir.  
Bulgu: Gebelik döneminde ruhsal yakınmalara sahip annesi olan ergenlerin olgu öykülerinde annesinin ruhsal yakınması olmayanlara göre anlamlı olarak daha yüksek düzeyde depresyon ve ruhsal yakınması olduğu bulundu (p<0.05). Annesi depresyon, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu deneyimleyen (geçmiş veya şimdi) ergenlerin DEHB varlığına dair anlamlı olarak daha yüksek puan aldığı bulundu (p<0.05). Tek değişkenli lojistik regresyon analizlerinde, annelerin deprem sonrası dönemdeki ruhsal yakınmaları, annelerde depresyon, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu mevcudiyeti ergenlerde depresyon, anksiyete ve DEHB için anlamlı öngördürücü olarak bulundu (p<0.05). Çok değişkenli regresyon analizleri, annelerde anksiyete mevcudiyetinin ergenlerde depresyon ve anksiyete için anlamlı bir öngördürücü olduğunu desteklerken, annerlerde travma sonrası stres bozukluğu deneyimlenmesi ergenlerde DEHB için anlamlı bir öngördürücüdür. (p<0.05).  
Sonuç: Sonuçlar, afetle ilişkili nesnel ve öznel gebelik stresinin, ergenin depresyon, anksiyete ve DEHB belirtilerini etkileyebilen potansiyel bir etken olabileceğini göstermiştir. Gebelik süresince özellikle dış kaynaklı önemli bir travmaya maruz kalan gebelerde, ilk adımda gerekli müdahalelerin yapılabilmesi için, sağlık çalışanlarının gebenin ruhsal durumunu ve potansiyel stresli yaşam olaylarını belirlemesi önemlidir. 


Tam Metni görüntülemek için tıklayınız