Geldim, yürüyorum
Bazen hafif bazen ağır yüklerle
Öyle bir zaman geliyor ki
Zor, çok zor oluyor yükler
Etrafıma bakıyorum
Bir destek arıyorum
Bir dost, bir arkadaş, bir anlayan
Bir anlayan, bir yol gösteren, bir şifa veren
Gücümü toplayana kadar
Birlikte ilerlesek
Sonra mı
Hayat yine benim
Yollar yine benim…
Stres hayatımızın olmazsa olmaz bir parçası ve belirli bir dozda olduğunda bizim daha uyanık ve hayatın getirdiklerine hazır olmamızı sağlayan itici bir güç. Bazen de dozu aştığında mücadele ederek üstesinden gelmemiz gereken bir yükseltici. Bu uyanıklık ve yükselme kaynağı çoğu kez kontrolümüz altında olmakla beraber bazen bizlerdeki tahammül gücünü aşabilmekte bazen de oldukça yoğun yaşanabilmekte ve bizi yorarak bazı problemlere yol açabilmekte. İşte bu noktada içinde bulunduğumuz durumdan çıkış için bir destek almak en iyisi. Bu destek, benzer deneyimi yaşamış bir arkadaş ya da yakınımızla paylaşmak olabileceği gibi; bizi anlayacak ve yardımcı olabilecek bir kişiden destek şeklinde de olabilir. Bazen de stresin şiddeti ve etkileri çok yoğun olmakta ya da mevcut durumda alınan destekler yeterli olmamakta. İşte bu aşamada bir uzmandan yardımı almak en doğrusu. Uzman, mesleki birikimi doğrultusunda değişik teknikler kullanarak yardımcı olmaya çalışacak kişidir. Bu teknikler psikoterapi yöntemlerini kullanmak olabildiği gibi gerektiğinde ilaç kullanımını da içerebilir.
Psikoterapiler esas olarak bireye stres ile başa çıkmada yeni stratejiler kazandırmayı amaçlar. Psikoterapide temel amaç; bireylerin içinde bulunduğu durumun farkına varması, bu duruma yol açan etkenleri tanıması ve şimdi ve gelecekte bu problemin üstesinden gelebilme yollarını öğrenebilmesidir. Temel amaç bu şekilde olmakla beraber her bir terapi ekolü bu amacı gerçekleştirmede farklı bir temel ve yöntem izlerler.
Problemlere farklı bakış açıları ve problemlerin üstesinden gelmede farklı stratejilerin kullanımı doğal olarak farklı terapi ekollerini ortaya çıkarmıştır. Mevcut problemin altında yatan dinamikleri bularak bireyin bugünkü problemini çözmeye çalışan ancak yıllara yayılan bir süreç ile ilerleyen psikoterapi yöntemleri olduğu gibi altta yatan nedenlere odaklanmaksızın sadece probleme yol açan düşünce sistemi ve davranışı düzeltmeyi hedefleyen daha kısa süreli psikoterapi ekolleri de mevcuttur. Bazıları da yaşanılanlara farkındalık yaratma ya da değerler üzerine odaklanmaktadır. Genel olarak da değişimi doğrudan bireye odaklanarak yapmayı amaçlayan diğer psikoterapi ekollerinden farklı olarak Kişilerarası İlişkiler Psikoterapisinde (KİPT) odak kişinin yakın ilişkilerindedir. KİPT, stresle başa çıkması için bireyin ilişkilerinde bir dönüşüm yapmasını hedefler. Diğer bir deyişle KİPT, bireyin kişilerarası destek ve kaynaklarını onarım ve gelişim için kullanmasına rehberlik eden, kısa süreli bir psikoterapidir.
Strese neden olan en önemli yaşam olayları genellikle yas- rol geçişi- çatışma ya da genel kişilerarası ilişki-beceri yoksunluğu nedeni ile ortaya çıkmaktadır. Yoğun üzüntüye yol açan bir kayıp, yaşamın akışında önemli bir değişiklik, yakın bir kişi ile yaşanan önemli bir çatışma olduğunda bireylerin yakınlık ve güvene ihtiyaçları daha çok artmaktadır. Böylesi zamanlarda ihtiyacı olan destek ve kaynaklara ulaşabilen birey sıkıntı yaratan durumun üstesinden gelebilmekte ve yaşamın olağan akışına uyum sağlayabilmektedir. Ancak zaman zaman bireyler hem kendi biyolojisinin getirdiği yatkınlıklar hem sorunun şiddeti ve yoğunluğu hem de destek kaynaklarına ulaşamamaları nedeniyle bu problemin üstesinden gelmekte zorlanabilir ve yardıma ihtiyaç hissedebilirler. Böyle durumlarda KİPT terapisti birey için sıkıntıya yol açan bu sorun alanlarından bir veya birkaçı üzerine odaklanır ve özel tekniklerle içinde bulunulan sorunun onarımına yardımcı olur.
Yaşamdaki önemli bir yakının vefatı ya da önemli biriyle olan ilişkinin sonlanması, işin ya da mevcut pozisyonun kaybedilmesi birer yas nedeni olabilir. KİPT diğer terapilerden farklı olarak kaybedilen kişiyi unutmasını değil aksine onunla bağlarını güçlendirerek yokluğuna uyum sağlamasını amaçlar. Yakın ve önemli biriyle yaşanan ve sıkıntıya neden olan buluşamama anları, çatışma sorun alanına odaklanmaya yöneltir. Bu sorun alanı üzerine odaklanıldığında; ilişkilerde bir onarım sağlayacak iletişim becerilerini kazandırmak temel amaç olur. Boşanma, okula başlama, ergen olma, evlenme, ebeveyn olma gibi önemli kavşaklarda yaşanabilecek sıkıntılarda ise amaç bireyin rol değişimlerine ve geride bırakılanlara uyum sağlaması için gerekli becerileri kazanmasıdır.
KİPT terapisti, bireyin dış dünyada yeni ilişkiler geliştirmesi, var olan ilişkilerini güçlendirebilmesi, alamadığı yardımları alabilmesi için özel teknikler kullanarak bireye rehberlik eder ve destekler.
KİPT her biri 45-50 dakika süren, haftada bir uygulanan 12-16 seans şeklinde uygulanan kısa süreli bir terapidir. Ancak bireyin ihtiyaçlarına ve imkanlara göre bu süre kısaltılabilir ya da artırılabilir. Terapi tamamlandıktan sonra da terapist-hasta ilişkisi tamamen sonlanmaz. İhtiyaca uygun şekilde, hasta ve terapistin ortak kararıyla daha uzun görüşme aralıklarının belirlendiği sürdürüm aşamasına geçilir.
Sonuç olarak, psikoterapi adı altında sayısı 200 civarında olan çeşitli yöntemler destek ve yardım arayan kişilere sunulmakta olup bunların çok az bir kısmının etkili olduğu bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir. Birçok yöntemin de etkililiği halen tartışmalıdır. Kişilerarası İlişkiler psikoterapisi ise etkili olduğu bilimsel çalışmalarla da gösterilmiş, tedavi rehberlerinde ilk sıralarda yer alan etkili bir psikoterapi yöntemidir.
KİPT ve Eğitimler Hakkında Daha detaylı bilgi için: https://kisilerarasiiliskilerterapisi.com