Fener Kalamış Cad. Belvü Apt. No: 75
K: 1 D:2 Kadıköy / İstanbul / Türkiye
Yol Tarifi Alın!                     

Amaç: Eşzamanlı ruhsal bozuklukların varlığı, doğum sonrası depresyon riski altında bulunan üreme çağındaki kadınların depresif bozukluk ve yetiyitimi düzeyini arttırmaktadır. Annelerin fiziksel ve ruhsal sağlıklarının zayıf olması çocukların sağlık, beslenme ve psikolojik durumlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Araştırmanın amacı üreme çağındaki kadınlarda depresif bozukluklar ve bunlara eşlik eden ruhsal bozuklukların yaygınlığının belirlenmesidir.

Yöntem: Araştırmaya İl merkezide bulunan 32 aile hekimliği bölgesinden yaşları 15 ile 49 arasında değişen ve 113 doktor tarafından 30 küme örnekleme yöntemi ile rastgele seçilen 589 kadın dahil edilmiştir. Araştırmaya dahil edilme kriterleri son bir yıl içerisinde hamile yada menopozda olmama, doğum yapmama ve sorulara cevap vermeye engel olabilecek herhangi bir ruhsal bozukluğun olmamasıdır. Tarama testleri olarak Genel Sağlık Anketi-28 ve Edinburgh Doğum Sonrası Depresyon Ölçeği ve sosyo-demografik veri formu kullanılmıştır. Eşlik eden ruhsal bozuklukları belirlemek için SCID-I (DSM-IV için Yapılandırılmış Klinik Görüşme Ölçeği) kullanılmıştır. İstatistiksel analizler SPSS 11.0 programı ile yapılmıştır.

Bulgular: Kadınların %32.8’inde Depresif Bozukluk olduğu tespit edilmiştir. Depresif bozukluklara eşlik eden ruhsal bozuklukların oranı % 49’dur. Depresif bozukluğu olan kadınların %25.5 i için sadece bir tanı konmuştur. Kadınların %10,9’una 2 ve % 0,5’ine ise 3 tanı konmuştur. En yaygın olarak belirlenmiş olan eşlik eden durumlar fobik bozukluklar (% 36,5), OCD (% 15,1), panik bozukluklar (% 6,2) ve yaygın anksiyete bozukluğudur (% 2,1).

Sonuç: Bu bulgular depresif bozukluklar ve diğer ruhsal rahatsızlıkların oranlarının üreme çağında olan kadınlarda yüksek olduğunu göstermektedir. Türkiye’de majör depresif bozukluğa eşlik eden Eksen I rahatsızlıkları konusunda çok az araştırma yapılmıştır ve tüm depresif rahatsızlıkları ve üreme çağındaki kadınları içine alan bir çalışma henüz yapılmamıştır. Yaş ve hormonsal etkiler kadınları ruhsal hastalıklara eğilimli hale getirmektedir. Depresif bozukluklara eşlik eden ruhsal bozuklukların varlığı doğum sonrası depresyon riski altında olan üreme çağındaki kadınları etkileyebilir, yetiyitimini arttırabilir ve hastalığın sonuçlarıyla ilgili gidişatı etkileyebilir. Bu popülasyonda depresyona eşlik eden ruhsal bozuklukların daha iyi bir biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Yetiyitimi oranının azaltılması ve tedavinin belirlenmesi için eşlik eden ruhsal bozuklukların tedavisi de göz önünde bulundurulmalıdır.


Tam Metni görüntülemek için tıklayınız