Türkiye gelişmekte olan bir ülke olup Türk insanları Avrupa ve Asya’ya ait farklı kültürel özelliklere sahiptir. Son yüzyıl içerisinde Türkiye’de büyük çaplı bir sosyal ve kültürel dönüşüm yaşanmaktadır. Değişen bu değerler ve beklentilerle birlikte kadınlar açısından da yeni roller ve sorumluluklar ortaya çıkmıştır. Kadın sağlığı her zaman Türkiye’deki sağlık politikalarının önemli bir konusu olmuştur. Ülkede perinatal bakım hizmetleri ücretsiz olarak verilmekte olup oldukça yaygındır. Kadınların %92’si hamilelikleri boyunca sağlık personelinden doğum öncesi bakım hizmeti almaktadır. Türkiye’deki annelerin yaklaşık %85’i ve bebeklerin %90’ı doğum sonrasındaki iki ay boyunca sağlık personelinden doğum sonrası bakım hizmeti almaktadır.
Türkiye’deki sağlık sisteminde özellikle de erken anneliğin önlenmesi, anne ve bebek ölümleri, doğum oranlarının azaltılması, okuryazarlık oranının arttırılması, aile içi şiddetin önlenmesi, küçük işletmelerin teşvik edilmesi ve sağlık personelinin doğum öncesi bakımla ilgili eğitimi gibi konularda büyük gelişmeler olmuştur. Önemli başarılar elde edilmiş olmasına rağmen, kadınlar toplum içerisindeki rolleri, durumları ve sağlık konuları ile ilgili sorunların üstesinden gelebilmeleri için desteklenmeye ihtiyaç duymaktadırlar. Hamilelik ve doğumla ilgili ruhsal bozukluklarla daha fazla ilgilenilmesi gerekmektedir. Perinatal psikiyatri konusunda araştırmalar tüm ülke çapında yapılmaktadır. Bu çalışmaların büyük bir bölümü doğum sonrası depresyonun yaygınlığı ve risk faktörleri ile ilgilidir. Araştırma sonuçları kocanın çalışmaması, eğitim düzeyin düşük olması, yoksulluk, erken yaşta hamilelik, planlanmamış hamilelik, adet öncesi sendromu, doğum sonrası bakımın olmayışı, ruhsal bozukluk öyküsü, birinci derece akrabalardaki ruhsal hastalık öyküsü ve hayatta karşılaşılan olumsuz olayların doğum sonrası depresyonla ilişkili olduğunu göstermiştir.
Sonuç olarak, doğum öncesi dönemdeki depresyon önleme programları Türkiye’de öncelikli bir konu olmalıdır. En az iki takip ziyareti, hamilelikle ilgili psikiyatrik bozukluklar konusunda eğitim verilmesi de dahil de yeni annelerin bakım ihtiyaçlarını karşılayacak toplum tabanlı programların uygulanması ve kadınların ruh sağlığı ile ilgili bölümlerin kurulması konuları sağlık yöneticileri tarafından dikkate alınmalıdır.