Semiha Selük, Nalan Öztürk, Nazan Aydın
Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi
AMAÇ: Spinoserebellar ataksi (SSA) yavaş ilerleyen, yürüyüş koordinasyonu bozulmasıyla tanımlanan, spinoserebellar dejenerasyon ile giden genetik hastalıklar grubundan birisidir. Bir çok alt tipi ve bu hastalığa yol açan bir çok gen vardır. Kalıtsaldır. Bu hastalık genellikle 20–40 yaş arasında başlar. En tipik belirti dengesizliktir. Bunun dışında elde ve ayakta uyuşma ve güç kaybı da olabilir. Bazı tiplerde gözlerde hareket bozukluğu, görme bozuklukları, sara nöbetleri, istemsiz hareketler, zeka geriliği ve titremeler de izlenebilir. Antipsikotikler de ruhsal bozuklukların tedavisinde çok üzün süredir kullanılmaktadırlar ve sayısız yararları ile birlikte, hastaların yaşam kalitelerine etki eden bir çok yan etkilerinin olduğu bilinmektedir. Bu yan etkiler antikolinerjik, ekstrapiramidal, hormonal, kardiyovasküler ve hematolojik olabilir. Yapılan bir çalışmada antipsikotik ilaç alan hastaların %80’inin ayda en az bir yan etki yaşadığı belirtilmiş; yine başka bir araştırmada ise çalışmaya katılan tüm hastaların yan etki yaşadığı belirtilmiştir. Bizde bu vaka da şizofreni tanısı ile takipli sonrasında serebellar ataksi tanısı alan hastanın antispikotiklerin şiddetlendirdiği denge bozukluğunu anlatan bir vaka sunacağız.
OLGU: Otuz üç yaşında, 10 yıldır şizofreni tanısı ile takipli olan ve 1 ay önce serebellar ataksi tanısı alan kadın hastanın, sinirlilik, ailesinin kendisine zarar vereceğini düşünme, uyumama, insanların onun hakkında konuştuğunu düşünme şikayetleri ile servisimize yatışı yapıldı. Rutin biyokimya, hemogram, tam idrar tahlili, tiroid fonksiyon testleri, vitamin B12 ve folik asit normaldi. Hepatit belirteçleri, Anti- HIV ve VDRL/RPR serolojik testleri negatifti. Özgeçmişinde herhangibir özellik yoktu. İki kardeşinde serebellar ataksi tanısı vardı. Alkol ve madde kullanımı yoktu. Hastaya olanzapin 15 mg/gün oral tedavisi başlandı. Olanzapin tedavisi ile denge bozukluğunda artış, yardımsız yürüyememe başlayınca kademeli olarak azaltılarak ekstrapiramidal, antikolinerjik ve hipotansif yan etkileri olmayan amisüpirid tedavisine geçildi. Amisülpirid tedavisi ile de durumunda değişiklik olmayan hastaya aripiprazol tedavisi başlandı. Bu tedavi ile hastanın hem pskiyatrik kliniğinde toparlanma hemde denge bozukluğunda toparlanma oldu. Hasta desteksiz yürüyebilir hale geldi.
TARTIŞMA: SSA genetik bir hastalık olduğu için günümüzde kesin tedavisi yoktur. Hastalarda epilepsi, istemsiz hareketler ve titreme için belirti azaltıcı tedaviler verilmektedir. Ayrıca hastaların dengesini arttıracak egzersizler de verilebilir. Bu hastaların ek psikiyatrik hastalıkları tedavi edilirken antipsikotik seçiminde dikkatli olmak gerekmektedir. Bu konuda daha fazla araştırma yapılarak, antispikotiklerin denge bozukluğuna etkisinin etki mekanziması daha detaylı araştırılabilir.