Haloperidolün hepatik atılımının büyük bir bölümü glukuronidasyon ve sitokrom p-450 ile kolaylaştırılan oksidasyonla sağlanır. Karaciğer hücrelerinden transaminaz enzimlerinin salınası nöroleptik ilaçların özellikle de haloperidolün kullanımının bilinen sonuçlarından biridir. Serbest radikallerin bu tür bozuklukların fizyopatalojilerinde önemli bir rol oynayabilmelerinden ötürü özel nöropatalojik değişiklikler olduğu ve tardif diskinezi için nöroleptiklerin kronik kullanım esnasında üretilen serbest radikallerin toksik etkilerinden ötürü hücre zarlarının destabilize olduğu varsayılmıştır. Bu etki kısmen de olsa redükte glutatyon (GSH) düzeylerinde bir azalma gibi özel endojen antioksidan mekanizmalarında azalma ile ilişkili olabilir.
Bu araştırmanın amacı farklı dozlarda klinik tedavi esnasında haloperidolün hepatik doku üzerindeki oksidatif etkilerini ve histopatolojik etkilerini araştırmaktır. Araştırmada 180-210 gram ağırlıklarında Wistar albino yetişken fare kullanılmıştır. Fareler 5 gruba ayrılmıştır. Haloperidol günde bir defa 0,5, 1, 2,5 ve 5 mg/kg dozlarında periton içinde 1 ml hacimle 10 hafta boyunca uygulanmıştır. Kontrol grubundakiler için 1 ml saf su aynı şekilde uygulanmıştır. Hayvanlarla ilgili etik kurallara uyulmuştur. Doza bağlı olarak hücresel dejenerasyon, inflamasyon hücrelerinin perelobular enfiltrasyonu, merkezi damarlarda konjesyon ve bilier traktusta epitel proliferasyon gözlemlenmiştir. 1 ve 2,5 mg/kg dozlarda Haloperidol süperoksit dismutazda (SOD) içeriğinde önemli bir düşüşü tetiklemiş ve 1 mg/kg dozunda malonil dehidroginaz (MDA) içeriğini azaltmıştır (p<0,05). Bu gözlemler yüksek dozlarda haloperidolün antioksidan içeriğinde azalmaya yol açtığını ve bunun da hepatotoksiteye neden olabileceğini göstermektedir. Klinik uzmanları yüksek dozlarda haloperidol kullanmaktan kaçınmalıdırlar.