Amaç: Tedavi edilmeyen psikiyatrik hastalıkların gerek anne gerekse karnında taşıdığı bebek için ciddi sonuçları olabileceği bilinmektedir. Ruhsal hastalıkları olan gebe kadınların tedavisinde psikiyatristler ilaç tedavisi uygulama ile farklı bir yöntem kullanma arasında karmaşık bir ikilemle karşı karşıya kalmaktadırlar. Psikotropik ilaçların potansiyel yan etkileri Elektrokonvülsif Tedaviyi (EKT) daha cazip hale getirmiştir. Literatürde birçok yerde gebelik esnasında EKT’nin güvenlik ve etkililiği belirtilmiş olmakla birlikte EKT endikasyonları günlük uygulamadaki farklı vakalardan ötürü farklı değerlendirilmektedir. Klinisyenleri hamile kadınların tedavisinde EKT uygulama fikrine neyin yönlendirdiği tam olarak net değildir. Bu çalışma ile, ülkemizdeki hamile hastaların hangi endikasyonlarda ve neden EKT ye yönlendirildiği sorusunu cevaplamayı ve bunu Türkiye’de psikiyatrik bir ortamda araştırmayı planladık.
Yöntem: Bakırköy Psikiyatri Nöroloji ve Beyin ve Sinir Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Mart 2006’dan Ocak 2014’e kadar tüm hastaların hastane kayıtları EKT ve hamile olma durumlarına göre geriye dönük olarak incelenmiş ve iki grubu yani EKT alanlarla (n: 36) EKT almayıp sadece psikiyatrik ilaç tedavisi alanlar (n:44) birbiri ile karşılaştırılmıştır.
Bulgular: EKT uygulanan ve sadece ilaç tedavisini tercih eden hamile hastalar arasında annenin hastaneye yatıştaki yaşı, annenin aldığı eğitim süresi, hamilelik öncesinde ve esnasında hastaneye yatış sayısı ve hastalığın toplam süresi arasında fark görülmemiştir (p>0.05). EKT grubunda yaş ortalaması (28,9± 4,7 yıl) olup gebelik süresi (14,9 ± 7,0 hafta) daha yüksektir (p<0.05). Madde bağımlılığı oranları, hastaneye yatmadan önce ve yattığı esnada tedaviye direnç, katatonik tabloda iki grup arasında farklılık görülmemiştir (p>0,05). Annede intihar düşüncesi, hezeyanlar ve halüsinasyon oranlarında farklık görülmemiştir (p>0,05). Depresyon şiddetinin dağılımında EKT uygulanan ve EKT uygulanmayan gruplar arasında farklılık görülmemiştir (p>0,05). Ağızdan ilaç alım reddinin yanı sıra fiziksel kısıtlama da EKT grubunda önemli ölçüde yüksektir (p<0,05). EKT hastalarının çoğu eksitasyon nedeniyle daha çok acil psikotrop enjekte edilmesine gereksinim duymuştu (p<0.05). İlaç tedavisine uyum EKT grubunda daha düşüktü. Eşlik eden obsesif beliritler açısından gruplar arasında herhangi bir fark görülmedi (p>0.05).
Sonuç: Hastaneye yatırılan hamile hastalar için EKT’yi bir çözüm olarak uygulayan psikiyatristler tedavi tercihi yaparken; eksitasyon, ağızdan ilaç almayı reddetme, ilaç kullanmaya uyum göstermeme yanı sıra katatoni durumu olduğunda daha sıklıkla hastalarını EKT’ye yönlendirmektedir. Mevcut depresif durumun şiddeti yada halüsinasyonlar ve hezeyanlar gibi psikoz özelliklerinin doktorların EKT’ye karar vermelerinde etkili nedenler olmadığı görülmektedir.