Fener Kalamış Cad. Belvü Apt. No: 75
K: 1 D:2 Kadıköy / İstanbul / Türkiye
Yol Tarifi Alın!                     

Yürütücü işlevler; planlamayı, amaçlı hareket oluşturmayı, değişkenliği, problem çözmeyi, yargılamayı, uygunsuz davranışların ketlenmesini, akıcı konuşmayı ve işlem belleğini kapsamaktadır. Bu terimin kapsamı Luria’nın devrinden beri genişlemekte ve hala genişlemesini sürdürmektedir. Klinik pratikte yürütücü işlevlerin tanımlanması ve değerlendirilmesi önemli bir problemdir. Frontal loblar subkortikal yapılarla kurduğu bağlantı devreleri yoluyla, bireyin içinde bulunduğu ortama uygun davranmasını düzenlemektedirler. Frontal-subkortikal devreler; dorsolateral prefrontal, anterior singulat ve orbitofrontal devreler, frontal korteksin motor olmayan alanlarıyla basal ganglion ve talamusu bağlayarak, kognisyon, duygu ve davranışın yürütücü işlev kontrolünü sağlayan yapıyı oluşturmaktadırlar. Burada bir diseksekütif sendrom vakası sunulacaktır. Vakamız 31 yaşında, erkek, yüksekten düşme sonrası epidural hematom geçirmiştir. Yakınlarını düştükten iki ay sonra tanımaya başlamıştır. Geçirdiği travmadan önce neşeli ve konuşkanmış. Travma sonrası öncesinde yaptığı mesleğini icra edemeyip, hafıza bozukluğu ve depresif belirtiler göstermiştir. Ayrıca içe dönük biri olup artık konuşkanlığı da kalmamıştır. Değerlendirmesinde etrafından kopuk ve apatik görünüp, abuli belirgindi. Hamilton Depresyon Ölçeği skoru 20 olup, Apati Değerlendirme Ölçeği skoru 47’idi. Beyin manyetik rezonans görüntülemesinin sonucunda sol frontotemporal bölgede kistik ensefalomalazik alan mevcuttu. Stroop testinin sonucu da olağan aralıkta değildi. Vakamızda lezyon frontal lobu etkilemekte olup, bütün diseksekütif sendromlar frontal loblardan köken almamaktadır. Frontal lob dışı lezyonlarla bildirilen hastaların çoğunluğunda basal ganglionlar ve talamus etkilenmektedir. Klinik pratikte diseksekütif sendromun ayırıcı tanısı mutlaka akılda tutulmalıdır.


Tam Metni görüntülemek için tıklayınız