Bu raporda, Sağlık Bakanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Türkiye Ruh Sağlığı Profili ve Intercontinental Marketing Service (IMSHealth) verileri kullanılarak ülkemizdeki psikotropik ilaç kullanımı değerlendirilmiştir. İkibinüç yılında 14.24 milyon kutu antidepresan kullanılırken, 2012 yılı sonu itibarıyla bu sayı %162 artışla 37.35 milyon kutu olmuştur. Antipsikotik ilaç kullanımı son 5 yılda %71 artarak 2005 yılında 7.20 milyon kutudan 2012 yılı sonu itibarıyla 12.32 milyon kutuya ulaşmıştır. Antidepresan içeren reçete sayısı son 5 yılda %50 artışla 2007 yılında 18.14 milyondan, 2012 yılı sonunda 26.60 milyona ulaşmıştır.
Antipsikotik ilaç içeren reçete sayısı da son 5 yılda %46.7 artışla 2007 yılında 3.92 milyondan, 2012 yılı sonunda 5.76 milyona ulaşmıştır. En kötümser durumda, antidepresan ve antipsikotik ilaç kullanımını gerektiren çoklu psikiyatrik sorunların sırasıyla %20 ve %5 oranında olduğu varsayımında bulunulduğunda bile reçete üzerinden hesaplanan psikiyatrik hastalıkların prevalansı (reçete sayısı/nüfus) oldukça yüksek kalmaktadır. Aile hekimleripratisyenler, psikiyatristler, nörologlar ve diğer uzmanlar 2007 yılında antidepresan reçetelemede sırasıyla %33, %37, %20 ve %11’lik paya sahip olmuş; 2012 yılında %48, %31, %14 ve %7’lik paya sahip bulunmuştur. Bu grup hekimlerin 2012 yılında antidepresanların ilk defa reçetelenmesindeki oranlarının ise sırasıyla %37, %34, %19 ve %11 olduğu belirlenmiştir. Aile hekimleri-pratisyenler, psikiyatristler, nörologlar ve diğer uzmanlar 2007 yılında antipsikotik ilaç reçetelemede sırasıyla %18, %67, %13 ve %3’lük paya sahip olurken: 2012 yılında bu değerler sırasıyla %21, %63, %14 ve %2 şeklinde bulunmuştur. Bu grup hekimlerin 2012 yılında antidepresanların ilk defa reçetelenmesindeki oranlarının ise sırasıyla %6, %73, %19 ve %3 olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak, veriler Türkiye’de psikotrop ilaçların gereksiz ve/veya aşırı kullanıldığı izlenimini vermektedir. İlaç kullanımındaki artış, nüfus artışı ve psikiyatrik hastalıklarının insidansının artışıyla ilişkili görünmemektedir. İlk defa reçetelenme rakamları psikiyatrist olmayan hekimlerin psikiyatrik hastalıklara uygun olmayan bir şekilde tanı koyduğunu ve tedavilerini başlattığını düşündürmektedir. Bu durum psikotrop ilaçların reçetelenmesinde yetkilendirme konusunun tekrar ele alınmasını zorunlu kılmaktadır.